Anadolu topraklarının kadim kültürünün doğal zenginliği olan kızılcık, çayından tarhanasına kadar çok çeşitli yöntemle tüketiliyor. Özellikle mevsim geçişlerinin ve kış aylarının vazgeçilmezi olan kızılcık, hastalıklara karşı kalkan gibi çalışıyor.
Yapısı itibariyle yüksek dayanıklılığa sahip olan kızılcık, hasat verimliliği ile de dikkat çekerken üreticinin de tüketicinin de favorisi.
ALANA DA SATANA DA YARIYOR
Yüz yıla yaklaşan ömrü ve astronomik piyasa değeriyle üreticinin dikkatini çeken kızılcık son dönemde yatırım almayı da başardı.
Kilosu 500 liraya kadar yükselen kızılcık, üreticilere kısa sürede ciddi kazançlar sağladı. Öyle ki, bazı üreticiler birkaç yıllık hasat geliriyle ev ve araba sahibi oldu.
Kanada merkezli Tarım ve Gıda Biyoteknolojileri Enstitüsü’nden (Agri-Food BioTech Institute) Dr. Julian Carter, kızılcık meyvesinin sürdürülebilir tarım için mükemmel bir örnek teşkil ettiğini belirtti.
Carter, “Bir kızılcık ağacının 100 yıla yakın süreyle aralıksız meyve vermesi, geleneksel tarım ürünleriyle kıyaslandığında inanılmaz bir potansiyel sunuyor. Bu, sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de gıda güvenliğini sağlamak adına atılabilecek en önemli adımlardan biri” ifadesini kullandı.
Dr. Carter, uzun ömürlü ve az bakım gerektiren bu bitkinin, iklim değişikliğinin getirdiği zorluklara karşı dirençli bir çözüm olduğunu vurguladı.
Kızılcık, ılıman ve soğuk iklimlere gösterdiği yüksek adaptasyon yeteneğiyle dikkat çekti.
Soğuk kışlara dayanıklı olan bu bitki, -35°C’ye varan sıcaklıklarda bile zarar görmediği için geniş bir coğrafyada yetiştiriciliğine olanak sağladı.
Aşırı sıcak ve kuru iklimler, meyvenin gelişimini olumsuz etkileyebildiği için kızılcık daha çok serin yazları ve soğuk kışları olan bölgeleri tercih etti. Yüksek nem oranı ise meyvenin kalitesini artırdı.
Türkiye’nin neredeyse tüm bölgelerinde doğal olarak yetişen kızılcık, özellikle bazı coğrafyalarda ticari anlamda öne çıktı.
Karadeniz Bölgesi: Kızılcığın en yoğun olarak bulunduğu ve doğal olarak en iyi yetiştiği yer olarak biliniyor. Trabzon, Rize, Giresun, Ordu ve Samsun gibi şehirler, nemli ve serin iklim koşulları sayesinde kızılcık yetiştiriciliğinde lider konumda yer aldı.
Marmara Bölgesi: Özellikle Yalova, Bursa ve Balıkesir gibi illerde profesyonel aşılı kızılcık bahçeleri kuruldu. Bu bölgeler, hem iklimsel avantajları hem de pazar potansiyeliyle üreticilere cazip imkanlar sundu.
İç Anadolu ve Doğu Anadolu: Kızılcık, bu bölgelerin yüksek rakımlı, serin kesimlerinde de başarıyla yetiştirildi. Ankara, Çankırı, Erzurum ve Erzincan gibi şehirler, soğuk iklim koşullarına dayanıklı çeşitlerle verimli bir üretim gerçekleştirdi.
Ege ve Akdeniz: Bu bölgelerin yüksek rakımlı, dağlık alanları kızılcık için uygun ortam sağladı.
Özellikle Muğla, Aydın ve Antalya’nın yayla kesimlerinde yapılan üretimle, kızılcık daha tatlı ve aromatik hale geldi.
GRİBİ ŞIP DİYE KESİYOR
İngiliz Farmakoloji Derneği’nin son raporunda yer alan araştırmalar, kızılcığın yüksek oranda proantosiyanidin adı verilen antioksidan bileşikler içerdiğini gösterdi. Bu bileşiklerin özellikle kalp-damar sağlığını korumada, idrar yolu enfeksiyonlarını önlemede ve kronik iltihaplanma karşıtı etkilerde son derece güçlü olduğu ifade edildi.
Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Emily Johnson, kızılcığın bu güçlü etkilerini şu sözlerle değerlendirdi:
“Kızılcık, bilimsel olarak kanıtlanmış bir anti-enflamatuar ve antioksidan deposu. İçeriğindeki bileşenler, vücudu serbest radikallerin zararlı etkilerinden koruyarak yaşlanma sürecini yavaşlatıyor ve birçok kronik hastalığa karşı kalkan görevi görüyor.”
Prof. Johnson, özellikle diyabet ve metabolik sendrom hastaları için kızılcığın doğal bir destekleyici olarak kullanılabileceğini ekledi.
Kalp ve Damar Sağlığını Koruyor: Yüksek antioksidan içeriği sayesinde kolesterol seviyelerini dengeleyerek damar tıkanıklığı riskini azaltıyor. Bu özelliğiyle kalp krizi ve felç gibi ciddi rahatsızlıkların önlenmesine yardımcı oldu.
İltihapla Savaşıyor: Vücuttaki iltihaplanma süreçlerini baskılayan bileşenler taşıyor. Bu, özellikle romatizma ve eklem ağrıları gibi kronik iltihabi durumlarla mücadelede etkili bir rol oynadı.
Kan Şekerini Düzenliyor: İçeriğindeki lif ve özel bileşikler, kan şekerinin ani yükselişini engelleyerek şeker hastaları için destekleyici bir gıda olarak öne çıktı.
Grip ve Soğuk Algınlığına Karşı Kalkan: Özellikle C vitamini bakımından zengin olan kızılcık, bağışıklık sistemini güçlendirerek kış aylarında sıkça görülen enfeksiyonlara karşı vücudu korudu.
Sindirim Sistemini Destekliyor: Yüksek lif içeriği sayesinde sindirim sisteminin düzenli çalışmasına katkı sağlıyor. Aynı zamanda idrar yolu enfeksiyonlarını önlemede de bilimsel olarak kanıtlanmış bir etkiye sahip.