Geçtiğimiz günlerde Çin’in İstanbul Başkonsolosluğu aracılığıyla bizzat Xinjiang-Uygur Özerk Bölgesi hükümetinden gelen davet üzerine Çin’e bir ziyarette bulunduk. Daha önlerce Çin’e birçok kez gitmeme rağmen bu bölgeye hiç gitmemiştim. Bu yüzden benim için ilginç bir ziyaretti. Türkiye-Çin Dostluk Vakfı’nın destekleriyle gerçekleştirilen ziyaretteki heyet Yeni Dünya Araştırmaları Merkezi tarafından oluşturulmuştu.
KİMLER VARDI
Heyette Aydemir Güler, Ceyda Karan, Erkin Öncan, Nur Batur, Merdan Yanardağ, Tuba Emlek, Uğur Pideci, Ümit Zileli, Yavuz Alogan, Yavuz Selim Demirağ, Zeynep Gürcanlı, Türk halk müziği sanatçısı Muharrem Temiz ve ben bulunuyorduk. Heyete ayrıca Türkiye-Çin Dostluk Vakfı’nın Başkanı Hasan Çapan ve yardımcısı Eda Lermi ile Yeni Dünya Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Mehmet Ali Güller eşlik etti.
Sorunsuz, verimli ve eğlenceli geçen ziyaret için hepsi bir teşekkürü hak ediyor. Ziyaretin Tianjin’deki Şanghay İşbirliği Örgütü toplantısı ve Pekin’deki Çin’in Faşizme Karşı Zaferinin 80. Yıldönümü Askeri Geçit Töreni ile aynı döneme gelmesi ayrı bir keyifti.
Mehmet Ali Güller, Merdan Yanardağ ve Haluk Hepkon, Urumçi’deki İslam Akademisi’nde. Burada yetiştirilen din adamları bütün bölgede hizmet veriyor
URUMÇİ’DEN KAŞGAR’A
Ziyaretin ilk ayağı Urumçi idi. Urumçi’de din adamlarının yetiştirildiği İslam Akademisi, Urumçi Müzesi, Sincan’daki Terörizm ve Aşırı Akımlarla Mücadele Sergisi ve daha birçok yer gezildi. Arkasından Turfan’daki Karız Kanalları’na ve Su Müzesi’ne gidildi. Gidildi derken, belirtmekte fayda var. Xinjiang-Uygur Özerk Bölgesi’nin yüzölçümü Türkiye’nin iki katı kadar. Dolayısıyla bir yerden bir başka yere gidiş uçakla bile saatler sürebiliyor.
Türk basın heyeti Turfan’da Karız Kanallarının girişinde
İNSAN ELİYLE YEMYEŞİL BİR CENNET YARATILMIŞ
Karız Kanalları hakikaten mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Şöyle anlatayım… Karız Kanalları, yaklaşık 2000 yıl önce Tanrı Dağı’ndaki buzulların sularını, buharlaşmasın diye, yeraltına kazılan tünellerle, Turfan’a getirilmek için kazılmış. Böylelikle Taklamakan Çölü’nün çıkışında, tarihi İpek Yolu’nun üzerinde, insan eliyle yemyeşil bir cennet yaratılmış. Uygur Türklerinin binlerce yıl önce burada gösterdikleri mühendislik becerisi eşsiz. Çin medeniyetinin ilk üç simgesinden biri sayılan Çin Seddi’nin toplam uzunluğu 6000 kilometre civarı. Bir diğer simge kabul edilen Karız Kanallarının uzunluğu ise yaklaşık 5000 kilometre. Kıyası okuyucu yapsın.
Turfan’da Üzüm Vadisi ya da çölün içinde insan emeği ve becerisiyle yaratılan yeşil cennet
YUSUF HAS HACİB’İN TÜRBESİ
Gezinin son ayağı Kaşgarlı Mahmut’un, Yusuf Has Hacib’in mezarlarının da olduğu Kaşgar oldu. Hatta burada fırsattan istifade heyetteki Kırmızı Kedi yazarları, Yusuf Has Hacib’in türbesinde fotoğraf çektirdik.
Xinjiang-Uygur Bölgesi aslında merkezden oldukça uzak bir bölge. Gezerken Çin’in bu bölgeye ayrı bir önem verdiğini net bir biçimde görebiliyorsunuz. Bunun nedeni sekiz farklı ülkeyle komşu bu özerk bölgenin Kuşak Yol Projesi açısından kilit bir nokta olması. Bu yüzden bölgeye özel bir önem verilmiş, görülmemiş bir altyapı hazırlanmış. Gelişmeyi her yerde görmek mümkün.
Kaşkar’daki eski şehir. Binlerce yıllık şehirde hâlâ yaşanıyor. Bu önemli ticaret merkezinin çoğu Uygurlardan oluşuyor
“UYGUR MESELESİ” VE KUŞAK YOL PROJESİ
Gezi esnasında heyetteki arkadaşlarımızın izlenimlerini sosyal medya aracılığıyla paylaşması üzerine bizleri çok eğlendiren bir süreç başladı. Önce neoliberaller, ardından FETÖ’cüler, ABD destekli ayrılıkçı Uygur örgütleri ve bilumum gerici tayfa kudurmuş gibi saldırıya geçtiler. Gezinin en keyifli bölümü herhalde bunlara verdiğimiz cevaplardı.
Bu tayfanın şapşallıklarını bir kenara bırakıp, Çin’e yönelik ABD kökenli ideolojik saldırılar üzerinde de durmak gerekiyor. Bölge hakkında fazla bir bilgisi olmayan ve ABD’nin propaganda makinasının yalanlarından etkilenebilecek insanlarımız için de birkaç şey söylememiz lazım. Son söyleyeceğimizi ilk başta söyleyelim. ABD bir şeyi ısrarla iddia ediyorsa ya tamamen ya da büyük ölçüde yalandır. Peki, Çin’de Uygurlara ya da Müslümanlara yönelik bir baskı var mı? Müsaadenizle bu sorunun yanıtı için biraz geriye dönelim.
Aydemir Güler, Mehmet Ali Güller ve Haluk Hepkon, Kaşgar’da tarihi bir camide… Cami gayet işlek ve ibadete açık
ÇİN’DE MÜSLÜMANLARA BASKI VAR MI
Yıllar önce Pekin’de olduğum bir dönemde kitapçıları gezerken bir kitap ilgimi çekmişti. Çok satanlar listesindeki kitap Huo Da’nın “Müslüman Cenazesi” isimli eseriydi. “Müslüman Cenazesi”, aynı dönemde Çin’in ünlü Mao Dun ödülünü almasıyla da öne çıkıyordu. Kitap, Çin’deki Uygurlar kadar nüfusa sahip bir başka Müslüman grup olan Huilere mensup bir ailenin kuşaklar boyu süren hikayesini anlatıyordu ve Çinli okurlar tarafından büyük ilgi görüyordu. Sonrasında kitabı değerli arkadaşım Giray Fidan’ın özenli çevirisiyle Türkçe olarak da yayımlama şansına sahip oldum. “Müslüman Cenazesi”ni okurken, Huilerin ve diğer Müslüman grupların Çin’de hiçbir kısıtlamaya ya da baskıya sahip olmadığını anlamak mümkün. Zaten gerçek hayatta da Huilere yönelik bir baskı iddiası yok. Kısacası sadece Huilerin yaşam koşulları bile “Çin’de Müslümanlara yönelik baskılar var” tezviratına cevap vermeye yetiyor.
Turfan yolunda Ümit Zileli’nin çöl rüzgarıyla imtihanı
Burada hemen akla bir başka soru geliyor. Çin’in Müslümanlarla değil de Uygurlarla mı sorunu var? Hayır, yok. Xinjiang-Uygur Özerk Bölgesi’nde şehirlerde ya da köylerde gezinirken kimsenin başkalarının dinsel tercihleriyle ya da etnik kökeniyle ilgilenmediğini anlayabiliyorsunuz. Bunun için iki ayağınızın, iki gözünüzün ve emperyalist propaganda tarafından iğfal edilmemiş ortalama bir aklınızın olması yeterli. Peki, Uygurlar üzerinden Çin’e yönelik bu kara propagandanın nedeni ne?
ÇİN’E SIZMAYI DENEDİLER
İlk neden ABD’nin uzun yıllar boyunca Taliban, El Kaide, IŞİD türü terör örgütlerini beslemesi. Zamanında Sovyetler Birliği’ne karşı palazlandırılan bu terör örgütleri belli bir güce kavuştuktan sonra çevre ülkelerden Çin’e sızmayı denediler. Bu sızma faaliyeti için seçilen bölge Afganistan, Pakistan, Tacikistan gibi ülkelerle komşu Xinjiang-Uygur Özerk Bölgesi oldu.
ABD’NİN ONLARCA YILLIK YATIRIMI BOŞA GİTTİ
İkinci neden ise önemi hala tam anlaşılamamış Kuşak Yol Projesi. Çin’in ticareti binlerce yıldır güneydeki liman şehirleri üzerinden olmuştur. Buradaki deniz rotası oldukça sıkıntılıdır. Hatta Malakka Boğazı civarında iyice daralır. Bu yüzden Çin ile sorunu olan ülkeler binlerce yıldır bu deniz yolunu kontrol etmeye çalışır, Çin ise adeta bir nefes borusu gibi hayati olan bu yoldaki sorunlarla boğuşarak özgürce ticaret yapmaya çalışır. Bu döngü, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Kuşak Yol Projesi ile kırılmaya başlamıştır. Çin, bu projeyle birlikte demir ve karayoluyla kuzeyden de dünyanın diğer bölgelerine ulaşmaya başlamıştır. Bu projenin en önemli ayaklarından birisi de ticaret rotasının Kuzeybatı Çin’den Pakistan’a döndürülmesi, buradan da deniz yoluyla dünyanın diğer bölgelerine ulaşmaktır. Bu proje ABD’nin onlarca yıldır sırf Çin’in yolunu kesmek için Endonezya, Malezya gibi ülkelere yaptığı milyarlarca dolarlık yatırımın boşa gitmesi demektir.
SON DERECE TANIDIK BİR HİKÂYE, DEĞİL Mİ
Peki, Çin’in kuzeybatısında neresi var? Evet, bildiniz… Xinjiang-Uygur Özerk Bölgesi… Bu bölge Kuşak Yol Projesi için kilit bir konumdadır. ABD’nin Uygur meselesi hakkında çalıştırdığı propaganda makinesi için akıttığı milyonlarca doların nedeni budur. ABD için mesele Uygurların baskı görüp görmemesi değil, sadece Çin’in hareket ve ticaret özgürlüğünün kısıtlanması ve terör yoluyla karışıklık çıkarmaktır. Ortadoğu’da yaşayanlar için son derece tanıdık bir hikâye, değil mi?
Urumçi’deki Terörizm ve Aşırı Akımlarla Mücadele Sergisi’nden fotoğraflar…
Haluk Hepkon